15 Ağustos 2011 Pazartesi

Dilsiz Düdükler


 Suriye’ye askeri harekât yapılmalı mı, yapılacak mı gibi sorularla tartışma devam ederken; Aydın geçinen bazı dilsiz düdükler şöyle demeye başladılar; “Türkiye Otuz yıldır beş bin – yedi bin arasında değişen PKK kuvvetleri ile yaptığı savaşta bir başarı elde edemedi, Suriye’ye harekât yapmak kim, Türk Askeri kim”!. Evet, ciddi ciddi bu konuyu tartışıyorlar ve dillendiriyorlar. Ne dediğini biliyor mu bu talihsizler? Neyi anlatmak istiyorlar? Kimin adına konuşuyorlar? İşte dilsiz düdük dediklerimiz bunlar, üfleyenin sesini çıkartan düdükler. Kıymetli bir yazarımız da dolma kalem diyor bu dümbüklere. Ne Türk’ü tanıyorlar nede Türk Askerini. Türk Tarihi hakkında bildikleri Orhan Pamuk,  Elif Şafak… gibi düdüklerin çaldıklarından ibaret. Sonra Türk’ü tanımak onun hakkında birkaç kitap okumak, birkaç hikaye dinlemekle de olmuyor. Türk olmakla mümkündür, Türk’ü tanımak. Türk olamayan (doğumdan bahsetmiyoruz) Türk’ü de anlayamaz, tanıyamaz.

Türk’ü tanımak mı istiyorsun, evvela Atatürk’ün içinde Türk geçen sözlerini bir bir, alt alta yazacaksın. Her birinin üzerinde aylarca, yıllarca düşüneceksin. Okuyacaksın. Sohbet edeceksin. Öğreneceksin. Öğrendiklerini hazmedeceksin, özümseyeceksin. Kâfi mi peki? Tabii ki değil. Onun gibi olmaya gayret edecek, çaba harcayacak, uzun uzun secde de kalacaksın. Tefekkür edeceksin. Kendin olacaksın. O olacaksın. Sonra da konuşmaya ehil olduğunu kendine inandırdıktan sonra, konuşabilirsin, yazabilirsin.

Bunlardan sonra da yukarıdaki söylediğin sözü tekrar düşünerek, yeniden yorumlayacaksın. Yine de aynı sözü söyleyebilirsen ki, zannetmiyorum, o zaman konuşmaya değer görürüm seni.

Ne yapalım ki, böyledir. Bu yolun dışındaki yollar da senin şu anda içinde bulunduğun yola çıkar. Bu yol bizim yolumuz olamaz.

Ha!..

Şunu da söyleyeyim.

 Sen Bilirsin.

1 yorum:

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...