25 Ocak 2011 Salı

Salih Tuna

Yazılarında hep dalga geçer, küçümser, alaylı cümlelerle AKP karşıtlarını ti’ye alır. Hayatının hiç bir döneminde demokrat olamamasına karşılık “en azından böyle bir gösterge göremedik”, yeni denilen liberallerimizin de tazyiki ile demokrasi havarisi kesilir birden bire. Tek özelliği kelimeleri yan yana getirip güzel cümleler oluşturabilmesi. Kendisine mal ettiği “Şinasi” de olmasa güncel politik eleştirilerini okuyacak “yandaş” da bulamayacak. Sakallıdır. Giyim zevkine sıfır not verilir, uzun boyu ile televizyon ekranında hemen fark edilir. Konuşması zayıftır. Kurduğu cümleleri yazısı gibi değildir. Kendisini dinletmeyi beceremez. Mantık silsilesini konuşurken kaybeder. Buna rağmen devlete ait televizyonlarda program yapmaya devam eder. Tek önemli özelliği “yandaş” adlandırılmasıdır. Ekmeğini yandaşlığına borçludur.

Yazılarında, küçüklüğünden itibaren aldığı sakat ve yanlış bilgi ve inançların resmi her zaman vardır. Bildiğini zannettiği bilgilerden başka yeni bir düşünceye sıkı sıkıya kapalıdır. Bu nedenle iktidar muhaliflerini alaylı cümlelerle eleştirir. Sanırım imam Hatip Liselidir. Aydınlanmış İmam Hatiplilerle bir ilişkisi yoktur. Karanlığın içinde gözlerini dünyaya, hakikate kapatmıştır. Esir edilmiş beyinlerdendir. Nefsini esaret altında büyütmüş, geliştirmiş hala daha esir nefse sahiptir. Esarette Cuma namazının kılınmayacağını bilir, fakat şeytanını secde ettirmekten kaçınır. Nefsin esaretinin secde ile sona ereceğini belletmemişlerdir. Hür değildir. Hayatının hiç bir döneminde özgürlüğü tatmamıştır.

Bir kaç gün önce yazdığı bir yazısında; “hayatın anlamının peşine düşen Norveçli bir mühendis arar sorar ve en sonunda hayatın anlamını bilen ‘ulu bilge’nin yerini öğrenir. ‘Ulu bilge’, Himalayalar’ın zirvesinde yaşamaktadır.”  Diyor yazar. Nedense bu insanların “Ulu Bilge”leri hep insanlardan uzakta, dağların zirvelerindedir. Öyle öğretildiği için olsa gerek. “yaratılmışı Yaratandan ötürü” sevdiklerini söylerler, fakat Yaratılmışın “Bilge”lerine kendi dünyalarında yer bulamazlar. “O”nların yeri Himalayalar’ın zirveleridir. Tabi o zirvelere çıkmayı akıl edemedikleri için, oralara çıkmaya cesaret edemedikleri için de O,”Ulu Bilge”lerden hep mahrumdurlar. “Hayatın anlamı nedir, uzun mesele! Şu kadarcığını söyleyebilirim ama: Şayet mutluluk için hayatın anlamı aranıyorsa, salaklığın muntazam bir mutluluk kazandırdığı besbelli. Değil mi CHP’li Şinasi.” Cümlesi ile yine hakaret ederek bitirir yazısını. Hep böyledir zaten. Küçük görme, alaya alma, dalga geçme tek becerisidir. Bu tür yazılarına devam ettikçe de yandaşı olduğu siyasi âlemde prim yapmakta, sanırım ki paracıklarını sarıp sarmalamaktadır.

Şimdi ödünç alarak kendisine hitap edelim. Mesele AKP den kurtulmak değildir Şinasi. Mesele, iktidar koltuklarında oturan AKP’ye mümkün mertebe aklımız erdiğince, dilimiz döndüğünce muhalefet ederek doğru yolu göstermektir. İnançlarımız, düşüncelerimiz bizi bu yolda yürümeye sevk etmektedir. Bu camiadan bizim servet kazanmak gibi bir derdimiz de yoktur. Böyle olunca kendimize ait olan, kendimizin geliştirdiği fikirleri rahatça söyleyebilir, muhalefetimizi de ona göre geliştirebiliriz. Biliyoruz ki senin böyle bir derdin yok.

Ancak, sanki Salih Tuna’nın da artık bu iktidardan kurtulmayı düşündüğü sonucunu çıkarıyoruz. Pejmürde hayatının düzene girmesi bu hükümetin gitmesiyle olacaktır. Çünkü şimdilerde kazandığı parasını gönlünce yiyememektedir.

Geçenlerde Twitter’de sordular ve Kenan Çamurcu cevapladı, Salih Tuna hakkında; “Muhafazakâr iktidar zamanlarının rehavetinden haz alanlarından. Mücadele zamanlarında yoktu, nevzuhur bir gazete yazarı. Ne yazdıklarını merak etmediklerimden…” herhalde Tuna’nın bu sözlere diyecekleri vardır. Biz tanımayız eskilerden. Ama Çamurcu o camianın adamı, söyledikleri önemlidir. Ne diyor: “Mücadele zamanlarında yoktu.” İşte bizde bunu söylüyoruz. Hayatlarının hiç bir döneminde mücadele içinde olmadılar. Hayatlarının hiç bir döneminde demokrat olamadılar. Muhafazakâr iktidar döneminde de ceplerini doldurmakla meşguller. “nevzuhur gazeteci” lafıyla ne anlatıyor Çamurcu? Bunu Salih Tuna’ya sormalı “sen nevzuhur bir gazeteci misin Sayın Şinasi/Tuna?”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aslan, Fare.. Kedi...

  Aslanın sindiği, sinmek yanlış oldu, köşesine çekildiği zamanlarda, farelerin kükremesi doğaldır. Fare kükreyince yine doğal olarak, kedi ...